İçinizdeki Çocuğu Şifalandırın

İçinizdeki çocuğu şifalandırın. Çocukluk travmalarını iyileştirmenin yolu içinizdeki çocukla bağlantı kurmaktan geçer.

Çocukluğunuz boyunca büyük ya da küçük fark etmeksizin çeşitli travmalar yaşarsınız. Bu travmalar, en sevdiğiniz peluş oyuncağı çöpe atmaktan, en iyi çocukluk arkadaşınız tarafından terk edilmeye, ebeveynleriniz tarafından fiziksel veya duygusal olarak şiddete uğramaya kadar değişebilir.

İçsel Çocuk Çalışması Nedir?

İçsel çocuk çalışması, ruhsal uyanış yolculuğunun hayati bir bileşenidir, çünkü bizi yaralı parçamızla yeniden buluşturur. Kendimizin bu parçalanmış kısmıyla yeniden bağlantı kurduğumuzda, korkularımızın, fobilerimizin, güvensizliklerimizin ve sabote edici yaşam kalıplarımızın çoğunun kökenini keşfetmeye başlayabiliriz. Gerçek şifa ve özgürleşmenin gerçekleştiği yer tam da burasıdır!

İçinizdeki Çocuğu Şifalandırmadan Önce;

İlk olarak, birçok farklı çocukluk çağı travması olduğunu anlamak önemlidir. Bunlar fiziksel (cinsel dahil), duygusal ve zihinsel çeşitliliği içerir.

Ayrıca, çocukluk çağı travması şiddetli olduğunda veya tekrarlandığında, psikolojinin ayrışma dediği şeyle sonuçlanabilir. Varlığımızın bu parçalanmış kısımlarını geri kazanmanın ve bütünleştirmenin çözümüne içsel çalışma denir. Bununla birlikte, tüm çocukluk çağı travmaları ruh kaybına neden olmaz, ancak yaralı bir ruha sahip olmakla sonuçlanabilir. Bu, depresyon, anksiyete, düşük benlik saygısı, fobiler, yıkıcı davranış kalıpları ve hatta kronik hastalıklar gibi sorunları tetikleyebilir.

Çocukluk çağı travmasının on beş yaygın örneği şunları içerir:

  • Anne babanız / aile büyüğünüz tarafından tokatlanmak veya daha büyük bir şiddete uğramak
  • Duygusal olarak müsait olmayan, şefkatlini sınırlı gösteren bir ebeveyne sahip olmak
  • Karanlığa, tek başına kalmaya, açlığa men edilerek kapalı bir yerde bırakılarak, şiddet uygulanarak, tartaklanarak, bir şeylerden mahrum bırakılarak, canı acıtılarak cezalandırılmak
  • Bir ebeveynin, akrabanın veya arkadaşın tacizine maruz kalmak
  • Boşanmış ebeveynlerin çocuğu olmak
  • Ebeveynlerini erken dönemde kaybetmiş olmak
  • Anne ve babanın kavgalarına şahit olmak
  • Uygunsuz veya külfetli sorumlulukları üstlenmek (ebeveynlerinize bakmak gibi)
  • Tek başına bırakılmak (ebeveynleriniz sizi uzun süre çocuk bakıcısı olmadan yalnız bırakır)
  • Duygusal ihmal, teşvik edilmemek veya desteklenmemek
  • Kasten isim takmak veya sözlü olarak hakarete uğramak
  • Kişiliğinizin aşağılanması
  • Kişisel eşyaların imhası
  • Aşırı talepler/mükemmeliyetçilik
  • Aşağılama, suçlama, kıyaslama
  • Araba kazaları veya diğer spontane travmatik olaylar

Çocukluk çağı travmasının daha birçok örneği var, ancak size içsel çocuk çalışmasının neyle başa çıkmaya çalıştığına dair bir fikir vermesi için birkaç tanesini vermek istedim. Çocukluk çağı travmasına neden olan tek etkenin ebeveynlerimiz olmadığını hatırlamak da önemlidir. Aile büyüklerimiz, erkek kardeşlerimiz, kız kardeşlerimiz, geniş aile üyelerimiz, aile dostlarımız ve çocukluk arkadaşlarımız da çocukluk travmalarımızda bir rol oynamış olabilir.

İçsel Çocuk Çalışması ve Manevi Uyanış

Ruhsal uyanış yolculuğunda içinizdeki çocukla çalışmak neden önemlidir? Cevap, en derin yaralarımızın içimizdeki çocuk tarafından taşınmasıdır. Bu yaralar kalbimizde, zihnimizde ve bedenimizde gerginlik, tıkanma veya kasılmalar yaratır. Ve kasıldığımızda, sıkı sıkıya bağlı ayrı bir benliğe ( ego olarak da bilinir ) hapsoluruz.

Zaten bildiğiniz (veya bilemeyebileceğiniz) gibi ego, Gerçek doğamızdan koptuğumuz yanılsamasını yarattığı için ıstırabımızın kaynağıdır. Bizim içimizdeki çocuğu acıdan beslenmekten başka bir çarenin olmadığına inandıran egodur. İçsel çocuk çalışması ruhsal yolculukta değerli bir uygulamadır, çünkü onunla birlikte iyileşir, gelişir ve uyanırız.

İçsel Çocuk Çalışması Nasıl Çalışır?

İçsel çocuk çalışması, içinizdeki çocukla iletişim kurma, onu anlama, kucaklama ve iyileştirme sürecidir. İçsel çocuğunuz, bu dünyaya gelen ilk orijinal benliğinizi temsil eder; Merak, neşe, masumiyet, duyarlılık ve oyunculuğu deneyimleme kapasitenizi içerir.

Maalesef, bizi içimizdeki çocuğu bastırmaya ve “büyümeye” zorlayan bir toplumda yaşıyoruz. Ancak gerçek şu ki, çoğu yetişkin fiziksel olarak “yetişkin” olsalar da, hiçbir zaman tam olarak duygusal veya psikolojik yetişkinliğe ulaşamazlar. Başka bir deyişle, çoğu “yetişkin” aslında yetişkin değildir. Bu, çoğu insanı on yıllarca bilinçdışı zihninde var olan çocukça korkular, öfke ve travmalar içinde bırakır.

İçimizdeki çocuğun sesini inkar edip onun ışığını söndürdüğümüzde ruhumuzda ağır psikolojik yük biriktiririz. Bu keşfedilmemiş ve çözülmemiş yükler, ruh hastalıkları, fiziksel rahatsızlıklar ve ilişki bozukluğu gibi sorunlar yaşamamıza neden olur.

Aslında, kendi içimizdeki çocukla bilinçli bir ilişkinin olmamasının, günümüz toplumunda gördüğümüz ciddi sorunların en önemli nedenlerinden biri olduğu söylenebilir. Çevremizdekilere acımasız davranış biçimimizden, kendimizle zalimce konuşma şeklimize kadar, orijinal masumiyetimizden tamamen ayrılmış hale geldiğimiz açıktır.

Bir şeyi netleştirmeliyim: içinizdeki çocukla çalışmayı öğrenmek yeniden çocuk olmakla ilgili değil, içinizdeki çocukla yeniden bağlantı kurmakla ilgilidir.

Diğer bir deyişle, çocuk olmakla çocuksu olmak arasında büyük bir fark vardır.

Çocuk olmak, olgunlaşmamış veya saf bir şekilde davranmak olarak düşünülebilir. Öte yandan çocuksu olmak bir saflık ve masumiyet hali olarak düşünülebilir.

Hepimiz orijinal masumiyetimizi deneyimleme kapasitesine sahibiz; çocukluğumuz dünyayı berrak bir bakış açısıyla ve merakla gördüğümüz harika bir dönemdir.

İçimizde taşıdığımız suçluluk, utanç, korku, nefret ve öfkeyi ortadan kaldırmak için içimizdeki çocuğu iyileştirmeliyiz. Bunu yapmak için içimizdeki çocuğun güvenini sevgi ve kendi kendini yetiştirme yoluyla kazanmalıyız.

İşte içsel çocuk çalışmasını gerçekleştirmenin en güçlü 5 yolu

1.İçinizdeki çocukla konuşun

İçinizdeki çocuğu kabul edin ve onun yanında olduğunuzu ona söyleyin. Ona nazik ve saygılı davranın.

İçinizdeki çocuğa söyleyebileceğiniz, kendi kendini besleyen bazı şeyler, örneğin şunları içerir:

Seni seviyorum.

Senin için buradayım.

Üzgünüm.

Teşekkür ederim.

Seni affediyorum.

İçinizdeki çocukla konuşmayı alışkanlık haline getirin. Ayrıca içinizdeki çocuğa bir soru sorarak ve ardından cevabı yazarak günlük çalışması yoluyla iletişim kurabilirsiniz.

2.Aynaya bakma tekniğini uygulayın

Ayna çalışması olarak da bilinen aynaya bakma tekniği, içinizdeki çocukla yeniden bağlantı kurmanın basit ama güçlü bir yoludur. Bu, kalbinizi son derece net ve doğrudan olarak açmanıza izin verdiği için, önceki adımın (veya içinizdeki çocukla konuşmanın) başlaması için mükemmel bir şifa yoludur.

Bu uygulamayı denemek için biraz mahremiyetinizin olduğundan emin olun. Oldukça tarafsız bir zihin durumuna ihtiyacınız var (yani, depresyondayken veya stresli olduğunuzda bunu denemeyin). Bir ayna bulun, bir elinizi şefkatle kalbinize koyun ve yavaşça kendinize bakın. Bunu en az beş dakika yapın.

İlk başta düşüncelerin ve hatta beklenmedik duyguların yüzeye çıktığını fark edeceksiniz. Bırak geçsinler. Onlara bağlanmayın. Onları gökyüzündeki bulutlar olarak görün. Ve unutmayın, özellikle keder duyguları ortaya çıkarsa, kendinizi tutmanın bir sakıncası yoktur. Sonra kendinizi hazır hissettiğinizde içinizdeki çocuğu çağırın. Bunu beyninizde yüksek sesle veya alçak sesle konuşarak yapabilirsiniz.

İçinizdeki çocuğun varlığının gözünüzde belirdiğini hissettiğinizde, bu savunmasız tarafınıza nazik ve sevgi dolu bir şey söyleyin. Örneğin, “Seni görüyorum”, “Seninle çok gurur duyuyorum”, “Cesur ve güçlü olduğunu düşünüyorum” veya size hitap eden her ne ise diyebilirsiniz. İçinizde hangi duyguların ortaya çıktığına dikkat edin. Esasen, bunu öz sevgiyi ve şefkati uygulamak için anahtar bir fırsat olarak değerlendirin – özellikle de zor veya yoğun duygular ortaya çıkarsa.

Bu uygulamayı bitirmek için kendinize sarılın ve içinizdeki çocuğun kalbiniz ve zihniniz hakkında her şeyi bilmesini sağlayın. Deneyiminizle ilgili günlüğünüze notlar alın. .

3.Çocukken çekilmiş fotoğraflarınıza bakın

Eski fotoğraf albümlerine göz atın ve çocuk halinizin, gençliğinizin neye benzediğini yeniden keşfedin. Bu görüntünün beyninize kaydedilmesine izin verin çünkü içsel çocuk çalışmanızın geri kalanı boyunca size oldukça iyi hizmet edecek. Sırf kendinize içinizdeki çocuğun varlığını hatırlatmak için başucunuza, masanıza, cüzdanınıza veya evinizdeki çevrelerden birine fotoğraflarınızı bile koymak isteyebilirsiniz.

4.Çocukken yapmayı sevdiğiniz şeyi yeniden yaratın

Oturun ve çocukken yapmayı sevdiğiniz şeyi zihninizde canlandırın. Belki ağaçlara tırmanmayı, oyuncak bloklarla oynamayı, oyuncak ayıları kucaklamayı veya sıcak çikolata içmeyi seviyordunuz. Çocukken yapmayı sevdiğiniz aktiviteyi hatırlamak için zaman ayırın.

Bu “oyun zamanını” alışkanlık haline getirmeniz ve ona karşı hissettiğiniz utanç veya suçluluğu keşfetmeniz önemlidir. İlk başta biraz tuhaf hissetmek tamamen normaldir, ancak açık fikirli olmak önemlidir.

5.İçsel bir yolculuk yapın

Çocukluk çağı travmalarını iyileştirmek için içinizdeki çocukla yeniden bağlantı kurmanın en güçlü yollarından biri, içsel bir yolculuk yapmaktır.

Yeni başlayanlar için iki tür içsel yolculuk öneriyorum: meditasyon yoluyla yapılanlar ve görselleştirme yoluyla yapılanlar.

Bu içsel yolculukları yapmak için, önce onun güvenini önceki adımlarla kazanmanız önemlidir. Daha sonra travmalarınız hakkında içinizdeki çocuğa soru sorabilir, cevap arayabilir ve onunla güçlü bir bağ kurabilirsiniz.

Meditasyon yolculuğu nasıl yapılır?

Meditasyon yoluyla içinizdeki çocuğa bağlanmak pasif bir süreçtir. Size değişik duygular hissettirebilir. Kendi küçük halinize merhamet duyabilir, acıyabilir ya da belki ondan utanabilirsiniz. Ne hissederseniz hissedin, bilmenizi istediğim şey onun size ait olduğudur.

Çocukluğunuzu reddetmek kendinizi reddetmeniz anlamına gelir. Üstelik, şöyle düşünün o daha küçük bir çocuk ve sevgiye ihtiyacı var!

Meditasyona başlarken gözlerinizi kapatın ve derin nefesler alın, gevşeyin. Hazır hissettiğinizde kendi çocukluğunuzu yanınıza davet edin. Bu arada dikkatinizi vermenizi istediğim şey kendinizi hangi yaşta görüyorsunuz? Üzerinizde hangi kıyafetiniz var? Kendi çocukluk versiyonunuzun gözlerine bakın, onu şefkatle kucaklayın. Duygularını anlamaya çalışın. Sonra ona merak ettiklerinizi sorun. Örneğin, neden ağladığını ya da neden üzgün olduğunu öğrenmeye çalışın. Bu esnada çocukluk anılarınız aklınıza gelecektir. Travmaya neden olan bir olayı hatırladığınızda çocukluğunuza sımsıkı sarılın ve olanların onun hatası, suçu olmadığını söyleyin. 

Size sığınan küçük çocuğun ne söylediğine kulak verin, duygularını size açıklamaya karar verebilir veya vermeyebilir. Sabırlı, sevecen ve sevgi dolu olun. Onun size ait olduğunu kabullenmeyi unutmayın. İçinizdeki çocuk cevabı açıklamak istemiyorsa, sorun değil, onu kucaklayın. İçinizdeki çocuğunuzun kendini güvende ve hazır hissetmesi önemlidir. Eğer bir cevap yakalarsanız, Ona güvende olduğunu telkin edin. Yaşadığı olayın geçip gittiğini söyleyin.

Sorunuzu ara sıra tekrarlamak isteyebilirsiniz, eğer zihninizin içinde önemli bir şey yoksa. Bu işlem birkaç dakikadan 1 saate kadar veya daha uzun sürebilir. 

İpuçları – İçsel çocuk meditasyonu yolculuğunu başarılı bir şekilde yapmak için meditasyon deneyimine sahip olmanız gerekir. Düşüncelerinize tanık olmayı öğrenmek çok fazla pratik gerektirebilir, bu nedenle meditasyon yapmaya alışkın değilseniz, bu teknikle mücadele edebilirsiniz.

Görselleştirme yolculuğu nasıl yapılır?

İçinizdeki çocukla ve daha önceki yaşam travmalarıyla bağlantı kurmanın daha aktif bir yolu görselleştirmedir.

İçinizdeki çocukla görselleştirme yoluyla bağlantı kurmak için, güvenli bir yer yaratmalısınız. Bunu yapmak için güzel bir bahçeyi ya da kendinizi güvende, güçlenmiş ve bütün olarak hissettiğiniz her türlü yeri gözünüzde canlandırmalısınız. Güvenli mekanınıza girdikten sonra, içinizdeki çocuğu sizinle konuşmaya davet edebilirsiniz.

İşte birkaç adım:

Rahatlayın, gözlerinizi kapatın ve derin nefes alın.

Bir merdivenden aşağı yürüdüğünüzü hayal edin.

Merdivenin sonunda güvenli yeriniz var. Bu yerde kendinizi güçlü, güvende ve desteklenmiş hissediyorsunuz.

Burada biraz zaman geçirin. İçine girin. Nasıl görünüyor, nasıl kokuyor ve duyduğunuz sesler nasıl?

Kendinizi güvenli yerinizle tanıştırdıktan sonra, çocuk benliğinizin bir kapıdan içeri girdiğini hayal edin.

Çocuk halinizi kucaklayın ve kendisini evde hissetmesini  sağlayın.

Hazır olduğunuzda, içinizdeki çocuğa sorunuzu sorun, örneğin, “İlk kez ne zaman üzgün hissettim veya korktum?” Soruyu çocuk terminolojisinde ifade etmek isteyebilirsiniz.

Yanıtlarını bekleyin.

Ona sarıldığınızdan emin olun, teşekkür edin ve sizin için ne kadar önemli olduğunu söyleyin.

Ona veda edin. Size ihtiyacı olduğu her an onunla yeniden bağlantı kuracağınızı söyleyin.

Güvenli alanınızdan ayrılın ve merdivenlerden yukarı çıkın.

Normal bilince dönün.

Bunlar çok basit adımlar, ancak içsel çocuk görselleştirme yolculuğunun nasıl gerçekleştirileceğine dair iyi bir taslak sağlıyorlar.

Çocukken, dünyayı yetişkin benliklerimizden çok farklı algılarız. Bu nedenle, şu anda bizi asla incitmediğini varsaydığımız şeylerin çoğu, çocuk zihninizde derin yaralar bırakmış olabilir. Bu yüzden içinizdeki çocuk hakkında asla varsayımlarda bulunmamak çok önemlidir.

İçsel çocuk çalışması sayesinde, yıllarca bilinçsizce tuttuğunuz travma kaynaklarını, yas tutmayı, iyileştirmeyi ve çözmeyi öğrenebilirsiniz. Bu, sizi gerçek yetişkinlik, duygusal denge, ruhsal olgunluk ve huzur dolu bir yaşam sürmeniz için özgürleştirebilir.

Son söz;

Burada farkında olmanız gereken asıl konu, şu an çaresizce ne yapacağını bilemeyen, korku duyan, saklanan çocuk olmadığınızdır. Siz bir yetişkinsiniz. Kendi kararlarınızı özgürce verebilirsiniz. Geçmişi suçlamak, diğer insanları öfkeyle anımsamak size hiçbir yarar sağlamaz. Anıların içinde takılıp kalmayı bırakın. Hangi yaşta, hangi statüde, hangi konumda olursak olalım, hayat bilinç seviyemize göre sınavlar hazırlar ve onların üstesinden gelmemizi ister. Bu bir ceza değil, daha iyi biri haline gelmemiz, güçlenmemiz, hasarlarımızı fark edip dönüştürmemiz için deneyimlediğimiz öğrenme sürecidir. 

Sevgiyle ve Işıkla,

Sevgim Çöloğlu

 

YOU MIGHT ALSO LIKE

0 Comments

Leave A Comment

You must be logged in to post a comment.

Abone Ol