Bazı Dilekler Neden Gerçekleşmez?

İsteklerinizi gerçekleştirmenin bir yolu var mı? Arzu ettiğiniz gerçekliğe ulaşabilmek nasıl mümkün olabilir? Peki asıl soru şu; Bazı dilekler neden gerçekleşmez?

İstiyorum, ama olmuyor…

Çok istediğiniz bir şeyi hayatınıza çekmek için niyetinizle uyumlanmanız, zamanda sıçrama yaparak niyetinize sahip olduğunuzda nasıl bir hayat deneyimleyeceğinize odaklanmanız ya da olumlamalardan faydalanmanız elbette işe yarayan yöntemler arasındadır. Ancak kimi zaman ne yaparsanız yapın istediğiniz şeye bir türlü ulaşamazsınız. Umudunuz kırılır, pes edersiniz, öfkelenirsiniz ama yine de istemeye devam edersiniz. Bu arada niyetinizle aranıza olmayacak engeller girer, akış yavaşlar ve niyetiniz sizden uzaklaşırken siz ısrarla onu kovalamayı sürdürürsünüz.

Peki, bazı dilekler neden gerçekleşmez?

Bunu açıklamamın en kolay yolu, sizin kendiniz için doğru olduğuna hükmettiğiniz bir durumu Yaradan’ın da onaylamasını istemenizdir. Kulağa tuhaf geliyor olabilir, ancak dileklerinizin gerçekleşmemesinin nedenini tam olarak tarif edebilmemin başka yolu yok. Bizler hayat yolculuğumuz boyunca birbirinden farklı yollardan geçeriz, seçimler yaparız, seçimlerimizin sonuçlarını deneyimleriz ve bütün bunların yanı sıra hayatın akışını kontrol altında tutabileceğimiz yanılgısına düşeriz. Oysa hayatı kontrol edebilmek ihtimal dahilinde değildir. Çünkü evrensel sistemde sonsuz ve sınırsız olasılık vardır. Kendimize çektiğimiz olasılıklar da yaydığımız titreşimlerle eş frekansta olur. Yani bizim bir şeyin olması için diretmemiz aslında hiçbir işe yaramaz. 

Asl’olan ne istediğimiz değil, ne olduğumuzdur.

Birine kalbimizi verebiliriz. Onun da bizi sevmesini dileyebiliriz. Dünyanın bir ucuna gitmek isteyebiliriz. Şu an olduğumuz yerden ayrılıp bizi hiç kimsenin tanımadığı bir semtte yepyeni bir hayata başlamayı hayal edebiliriz. Kariyer planlarımızı kurgulayabiliriz. Daha çok paraya sahip olmanın yollarını arayabiliriz. Hayal kurmak güzeldir. Fakat görmezden geldiğimiz ve belki de asıl farkında olmamız gereken şey, bütün istek ve arzularımızı kendi doğrularımıza göre belirlemeye çalışmamızdır. 

Kendi doğruların gerçekten de senin için en iyi olan mıdır?

İnsan olmanın zaaflarından biri de kendi doğrularının kesin hükmü olduğunu sanmasıdır. Oysa son sözü daima Üst Akıl söyler. Sınırlı bilinç kapasitemizle tutunduğumuz doğrular felaketimiz olabilir. Yanlış diye yaftaladıklarımızın içinde göremediğimiz doğrular olabilir. İşte bu nedenledir ki, niyetler belirli kişiler ve durumlar üzerine yapılmamalıdır. Bunun basitçe iki nedeninden bahsetmem gerekirse eğer, birincisi herkesin kendi özgür iradesiyle yaptığı seçimler olduğu, ikincisi ise tek bir ihtimale yoğunlaşıp diğer bütün ihtimallerin önüne barikat koymanın kocaman bir yanılgı oluşudur. 

Doğru istemenin formülü…

Örneğin; falanca kişiyi seviyorsanız ve onun da sizi en az sizin onu sevdiğiniz kadar sevmesini ve hatta hayatını sizinle birleştirmesini istiyorsanız, bu kişinin kendi iradesini yerle bir etmeye çalışıyor olursunuz. Onun düşünceleri, duyguları, koşulları, planları, sizinle eş zamanlı aksiyon almıyorsa, ikinizin frekansı aynı seviyede salınmıyorsa, zorlayarak, ısrar ederek kendi arzunuz doğrultusunda bu kişinin yaşam yoluna müdahale etmiş olursunuz ki bu da karma borcu yaratan bir sebeptir. Diğer bir örnekte ise, kendiniz için doğru olduğuna inandığınız yerde çalışmak, kariyer yapmak, para ve başarı kazanmak üzere niyet ettiğinizde, eğer bu alan sizin için olumlu enerjileri barındırmıyorsa ve karşınızda sizin görmek istediğinizden farklı bir resim varsa siz yine arzularınıza göre işleyişi manipüle etmeye çalışıyor olursunuz. 

Her iki örnekte de uzun uğraşlar sonucunda istediğiniz gerçekliğe kavuşursanız, büyük ihtimalle sonu yıkım olacaktır. Örneğin ilişkiniz hiç beklemediğiniz bir yerden yara alacak, yol ayrımına geleceksinizdir. İş yerinizde baskıya maruz kalacak, hak ettiğiniz maddi ve manevi kazanca bir türlü sahip olamamaktan yakınacaksınızdır.

İşte bu yüzden niyetler daima sonsuz olasılıklara açık olmalıdır. 

Peki nasıl?

Bir hayat arkadaşına sahip olmak, sevmek ve sevilmek istiyorsanız, belirli bir kişiyi hedef göstermeden koşulsuz sevginin ve gerçek aşkın hayatınıza akmasına niyet edebilirsiniz. Bu şu anlama gelir; milyarlarca insanın içinde tek bir kişinin sizin niyetinizle eş frekansta olup aynı dileği dilemesi ve ikinizin buluşması demektir. Bu arada bu kişi sizin gönlünüzü verdiğiniz insan da olabilir elbette! Siz aşk enerjisini serbest bıraktığınızda evrenin boşluğunda dolaşacak ve Üst Akıl’ın onayladığı, doğru bulduğu kişiyi size getirecektir.

Eğer siz para kaynağınızın bir kuruma ya da bir insana bağlı olduğu inancından özgürleşirseniz, para size hiç ummadığınız kaynaklardan kolayca akabilir. Her ısrar ve her direnç olasılıkların önündeki engelleri çoğaltır. 

Dileklerinizin gerçek olması neyi-neden istediğinizin farkında olmanıza bağlıdır. 

Bir şeyi istemenizin arkasındaki nedenler hırs, tutku, zaaf, haset, inat gibi egonuzu besleyen duygularınız ise ve içinde bencillik varsa, nefsinize yeniliyorsanız, siz BİR’in ve BÜTÜN’ün en yüksek hayrını istemiyorsunuz demektir. Bu nedenle arzu ettiğiniz gerçekliğe bir türlü ulaşamazsınız ve olur da ulaşırsanız olayların seyri sizin hayal ettiğiniz biçimde gelişmez. 

Size tavsiyem, kendiniz için neyin doğru olduğu fikrinden uzaklaşmanız ve Allah’ın takdirine, gücüne güven duymanız. 

Bunun için;

  • Dileklerinizi tek bir neden üzerine kurgulamayın.

  • Aradığınız şey ne ise, ucunu açık bırakın.

  • Başkalarının kararlarını yönlendirmeye çalışmayın.

  • Aşkı çekmek istiyorsanız, size ihtiyacı olan, sizin ihtiyacınız olan kim ise onun hayatınıza girmesini dileyin.

  • Parayı çekmek istiyorsanız, evrendeki sonsuz bolluk kaynağını hayatınıza davet edin.

  • Sağlığı çekmek istiyorsanız, akıl-ruh-beden sağlığınızı dengelemeyi dileyin.

  • Belirli bir kişiye, yere, duruma umutlarınızı sabitlemeyin.

  • Diğer olasılıklardan kendinizi mahrum etmeyin.

  • Israrcı olmayın, direnç göstermeyin.

Önünüzde açılmayı bekleyen kapıları görememenizin, tek bir olasılığa tutunmanızın arkasında korkularınız saklanır. Ne sevginin, ne paranın, ne de başka bir şeyin kaynağı tek bir insanın elinde değildir. Kaynak evrendedir, insanlar sadece aracıdır. Hiçbir şeyin, mutluluğun, huzurun, neşenin, bolluğun ne kaynağı ne de sebebi bir insanda saklı olamaz. Bunu kabul ettiğinizde ve tam manasıyla sindirdiğinizde artık neyi nasıl isteyeceğinizi bilmeniz mümkündür.

Sevgiyle ve Işıkla,

Sevgim Çöloğlu

www.sevgimcologlu.com web sitesinde yer alan herhangi bir içerik yazılı izin olmadan kopyalanamaz, değiştirilemez ve diğer basılı ve dijital alanlarda (web sitesi, blog, dergi, kitap vb.) kullanılamaz. 

www.sevgimcologlu.com web sitesi ve yazarlarının hakları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda belirtilen hükümlerle korunmaktadır. www.sevgimcologlu.com’da yer alan bir yazı, makale, görsel vb. içeriğin başka bir mecrada yayınlanabilmesi için yazının hak sahibine telif hakkı ödenmeli veya içerik sahibinden yazılı izin almalıdır.

Bunların yanında web sitemizde bulunan yazı ve makalelere atıfta bulunabilir, içerikler makalelerde kaynak gösterilebilir, izin alarak, yazar adı ve yazının web sitemizde bulunan sayfasına bağlantı vererek alıntı yapılabilir. Yapılan alıntılarda kesinlikle değişiklik yapılamaz.

 

YOU MIGHT ALSO LIKE

0 Comments

Leave A Comment

You must be logged in to post a comment.

Abone Ol