Çocukluk Travmaları Yetişkinlikte Bizi Nasıl Etkiler?

Araştırmalara göre, üçte ikimiz en az bir olumsuz çocukluk deneyimi yaşadık. Bu çocukluk çağı travmalarının yetişkinler olarak bizi etkilemeye devam ettiğini biliyor muydunuz?

Travma Nedir?

Travma sadece bir olayın doğasını değil, aynı zamanda sizi nasıl etkilediğini de tanımlar. Dolayısıyla aynı olay, insanları benzersiz ihtiyaçlarına ve mizaçlarına göre farklı şekillerde etkileyebilir. Travma, fiziksel istismar veya ihmal ile sınırlı değildir. Duygusal istismar veya bir çocuğun başa çıkamayacağı kadar çok şeye tanık olma şeklinde ortaya çıkabilir.

Eksikliklerinizin veya algılanan zayıflıklarınızın aslında çözülmemiş bir travmanın belirtileri olabileceğini öğrenince şaşıracaksınız.

İşte çocukluk travmasının yetişkin olarak bizi nasıl etkilediğine bir bakış.

İÇİNDEKİLER

  1. Yetişkinlerde Çocukluk Travmasının Belirtileri
    • 1. İlişki Mücadeleleri
    • 2. Kendini Sabotaj
    • 3. Mükemmeliyetçilik
    • 4. Sosyal İzolasyon
  2. Son düşünceler

Yetişkinlerde Çocukluk Travmasının Belirtileri

1. İlişki Mücadeleleri

Bağlanma tarzınız, ilişkilerinizin kalitesini etkiler. Arkadaşlarınız, aileniz ve romantik partnerlerinizle bu şekilde bağlantı kurup iletişim kurabilirsiniz.

Sağlıklı evlerde büyüyen insanlar genellikle güvenli bağlanma stiline sahiptir. Kendilerini sevgiye layık hissederler ve ilişkilerinde yakınlık ararlar.

Duygusal ve/veya fiziksel ihtiyaçlarınız çocuklukta karşılanmamış ise, muhtemelen güvensiz bir bağlanma stili geliştirmiş olabilirsiniz. Yetişkinlerde bastırılmış çocukluk çağı travmasının pek çok belirtisi vardır ve iki temel güvensiz tarz kaygılı tarz ve kaçınan tarzdır

KAÇINAN TARZ

Kaçınan bir tarzınız varsa, yardım istemekten hoşlanmazsınız. Kendinizi ilişkilerde yakınlığa ihtiyaç duymadığınıza ikna etmişsinizdir ve kendi kendinize yeterli görünmeyi seçersiniz.

Çocuklukta, anne ve babanızdan duyguların insanları yakınlaştırmadığını öğrenmiş olabilirsiniz. Bu da kırılganlıktan ve duygularınızı paylaşmaktan rahatsız olmanıza yol açmıştır. 

İkili ilişkilerinizde kaçmaya eğilimlisinizdir. Örneğin, birisiyle yakınlaşmaya başlayana kadar duygularınız güçlü olur, motivasyonunuz tamdır. Ancak ilgi görmeye başladığınızda uzaklaşırsınız.

ENDİŞELİ TARZ

Öte yandan, kaygılı bir bağlanma tarzınız varsa, “muhtaç” olarak algılanabilirsiniz. Terk edilmekten korkarsınız ve başkalarını kendinizin önüne koyarsınız. Onlara aşırı değer verebilir ve kendinizi daha az düşünebilirsiniz.

İlişkilerinizle meşgul olmak ve başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak için çok zaman harcarsınız. 

KAÇINAN OLMANIN ÜSTESİNDEN GELMEK

Kaçınma takıntınız varsa, kendinizi başkalarından uzaklaştırma alışkanlığınıza meydan okuyun. Ardından, arkadaşlarınız dertlerini sizinle paylaştığında karşılık verin. Kendinizi dinleyici rolünden çıkarın ve duygularınızı ve mücadelelerinizi başkalarıyla paylaşın.

Açılmanın reddedilmeye ve aşağılanmaya davetiye çıkaracağından endişe edebilirsiniz. Ama kapılarınızı başkalarına açıp içeri girmelerine izin verirseniz birçok insanın sizi daha iyi anladığını göreceksiniz.

Açılmak tehdit edici geliyorsa, bu çocukluğunuza kadar gidebilir ve terk edilme duygularınızı ve anlarınızı gündeme getirebilir. Kendinize bu şekilde hissetmenin mantıklı olduğunu ama artık bir yetişkin olduğunuzu hatırlatın.

ENDİŞELİ OLMANIN ÜSTESİNDEN GELMEK

Öte yandan, endişeli bir tarzınız varsa, güvenli bir şekilde bağlı olan kişilerle dostluk kurun.. Güvensiz bir şekilde bağlanan insanlarla ilişkileri bırakın, çünkü bu sadece acınızı şiddetlendirecektir.

Dış kaynaklardan onay almak yerine kendi kendini doğrulama alışkanlığı geliştirin. Bu, sizin yerinize bir başkasına güvenmek yerine kendi ihtiyaçlarınızı karşılamanın yollarını bulmak anlamına gelir. Duygularınız hakkında en yakınlarınızın yanı sıra başkalarıyla da konuşun. Duygularınızı düzenlemenize yardımcı olması için arkadaşlarınıza veya uzmanlara güvenme alıştırması yapın.

2. Kendini Sabotaj

Kendini sabote etme, yetişkinlerde çocukluk çağı travmasının bir belirtisidir ve her an ortaya çıkabilir. Bu, içinizdeki çocuğun sizi baskılayıcı şekillerde güvende tutmaya çalışmasıdır.

Bu kendi kendini baltalayan davranışlar geçmişte işe yaramış olabilir. Örneğin, sessiz ve uyumlu kalmak, bakıcılarınızla, öğretmenlerinizle veya ebeveynlerinizle başınızın derde girmesini önlemenize yardımcı olmuş olabilir.

Bir yetişkin olarak ise aynı kendini koruma, topluluk içinde rahatlıkla konuşmanızı veya kendi fikrinizi belirtmenizi engeller. Çocukken ihtiyaçlarınızı ve duygularınızı sakladığınız için ödüllendirilmiş olabilirsiniz. Saklanmak, kim olduğunuz için reddedilme riskinden kaçınmanıza yardımcı olur.

Yetişkinlerde çocukluk çağı travmasının bir başka sonucu da kendi ihtiyaçlarınızı karşılamanın zorluğudur. Sonuç olarak, bir hedefe giden yolda ne zaman duracağınızı bilemediğiniz için tükenmişliğe yatkın olursunuz.

Kendi kendine sabotaj size bir sonraki dikkat dağınıklığını sunduğunda veya sizi bitiş çizgisinden önce pes etmeye zorladığında, dinlenme ihtiyacınıza cevap veriyor olabilir.

3. Mükemmeliyetçilik

Mükemmeliyetçilik, yetişkinlerde çözülmemiş çocukluk travmasının birçok özelliğini paylaşır. Bunlar, kendinize mantıksız standartlar koymak, sert bir iç eleştirmen olmak, hata yapma korkusu aşılamak ve başkalarına güvenmekte zorluk çekmektir.

Bunu akılda tutarak, mükemmeliyetçilik için çoğumuzun düşündüğünden daha tehlikeli olduğu söylenebilir. “Yeterince iyi”nin bir seçenek olmadığı bir çocukluğa koşullu bir tepki olabilir.

Kendinizi başkalarıyla karşılaştırır ve her zaman yetersiz kalırsınız. Her şeyi ilk seferde doğru yapmak zorundaymış gibi hissedersiniz.

Mükemmel olma ihtiyacı, hata yapma korkunuz nedeniyle sizi felç eder. Bu, başarısızlığa ve kendinizle ilgili hayal kırıklığına yol açar. Diğerleri hayatı denerken siz kendinizi oraya koyduğunuzda gelebilecek eleştiriler için endişeleniyorsunuzdur.

MÜKEMMELİYETÇİLİĞİN ÜSTESİNDEN GELMEK

Mükemmelden ziyade “yeterince iyi” için çabalayın. İlk başta hata yapmak için kendinize izin verin.

Bunlar, yazarların “berbat” ilk taslaklar yazmaktan öğrendikleri en iyi derslerden bazıları. Bir taslağı düzenleyebilirsiniz, ancak var olmayan bir şeyi iyileştiremezsiniz.

  • Girişimlerinizi, başarısızlıklarınızı ve zaferlerinizi kutlayın. Bunlar büyüme fırsatları ve başarıya giden yolda gerekli adımlardır.
  • Konfor alanınızın dışına çıkın.
  • Normalde hayır demek istediğiniz zaman evet demeye çalışmayın.
  • Neler olabileceği konusunda fazla düşünmeyi ve endişelenmeyi bırakın.
  • Başarılarınız için değil, risk aldığınız için kendinizi tebrik edin.
  • Başarıdan çok cesarete değer verin.

4. Sosyal İzolasyon

“Çocukluk travması yetişkinlerde nasıl görünür?” konusunda sosyal izolasyon en yaygın semptomlardan biridir.

Kronik yalnızlık duyguları ve sosyal etkileşimlerden kaçınma eğilimi, yetişkinlerde çözülmemiş çocukluk travmasının diğer belirtileridir.

Başkalarının sizi nasıl tetiklediği yüzünden yalnız kalmanın daha kolay olduğuna karar verebilirsiniz. Duygularınızla nasıl başa çıkacağınızı veya çatışmaları nasıl çözeceğinizi öğrenmeden büyüdüyseniz, başkalarıyla uğraşmak zor olabilir.

Kaçındığınız diğer insanlar değil, onların söyleyebilecekleri veya yapabilecekleri şeylere verdiğiniz tepkidir. Başkalarının nasıl davranacağını tahmin edemeyiz ve bir yorum veya fikirle kolayca kontrolümüzü kaybedebiliriz.

Bu nedenle, başkalarının yanında olmak rahatlatıcı değil, zorlayıcı ve verimsizdir. Kimsenin size çelme takmayacağını bilerek güvenle dinlenebileceğiniz bir yerde tek başınıza olmak daha iyi hissettirir.

SOSYAL İZOLASYONUN ÜSTESİNDEN GELMEK

Büyürken, muhtemelen duygularınızı bastırmayı öğrendiniz. Kendinize şefkat göstermek yerine, duygularınız için kendinizi eleştirme alışkanlığını edindiniz.

İzolasyondan duyulan utanç, birincil yalnızlık hissini geçersiz kılar. Bu sadece saklanma isteği uyandırır ve başkalarının size ulaşmasını engeller. Bunun yerine yalnızlık duygularınızı kabul edin. Aynı durumda olan bir başkasına gösterdiğiniz özeni ve şefkati kendinize de gösterin.

Güvendiğiniz birine ulaşın. İyiymiş gibi davranmak yerine ona duygularınız hakkındaki gerçeği söyleyin. Dürüstlüğünüzün karşınızdakileri güvensizliklerini açmaya nasıl teşvik ettiğine şaşırabilirsiniz.

Güvenle paylaşabileceğiniz kimseniz yoksa, bir terapistle konuşmayı veya duygularınızı anonim olarak açabileceğiniz çevrimiçi bir gruba katılmayı düşünün.

Her gün dışarı çıkın. Yürümek ve doğaya yakın olmak ruh sağlığınıza iyi gelir ve ruh halinizi iyileştirebilir. Biriyle, köpeğini okşamak veya arkadaşça bir yorum yapmak gibi düşük riskli bir şekilde etkileşim kurun. 

Son düşünceler

Çocukluk travmasının yetişkinler üzerindeki etkisi birçok karmaşık şekilde kendini gösterir. Bu sonuçlar için kendinizi suçladıysanız, artık buna bir son vermenin zamanı geldi.

Bu makaledeki araçları kullanarak, karşılanmamış çocukluk gereksinimlerinin yetişkinlikle ortaya çıkan belirtilerinin üstesinden gelebilirsiniz. Ne kadar acı çekmiş olursanız olun, kendi kendinizi alt etmek yerine kendi kendinize yeten bir yaşama giden yolu kolaylıkla bulabilirsiniz.

Sevgiyle ve Işıkla,

Sevgim Çöloğlu

 

0 Comments

Leave A Comment

You must be logged in to post a comment.

Abone Ol