Enerji Kancaları Nedir?

İnsanlarla ilişki kurmaya başladığımız anda birbirimizle enerji bağları, yani kancalar oluştururuz. Peki ilişkilerdeki enerji kancaları nedir?

Enerji Alanlarımıza Tutunan Kancalar

Bu görünmez bağlara, ben RUHSAL GÖBEK BAĞI YA DA KANCA adını veriyorum. Bizler sadece fiziksel bedenlerimizden ibaret değilizdir. Vücudumuzun etrafında bir de enerji alanı vardır. Burası tıpkı ikinci bir beden gibi, etrafımızı sarar. Enerji alanını, fiziksel bedenimizi saran bir balona da benzetebiliriz. Bu alanda bulunan enerji, kişiye özgüdür. Çünkü; bir kişinin duygu ve düşünceleri ile korkuları ve endişeleri, ön yargıları ya da yaşam şekli ile biçimlenmeye başlar.

İki insanın ilişki kurmaya başlamasından itibaren enerji alanları arasında gözle görünmeyen bir bağ oluşur. Örneğin, bir ilişki yaşamaya başlayan kadın ve erkek arasındaki enerji balonları, gözle görünmeyen manyetik kancalarla birbirine bağlanır. İşte o dakikadan itibaren artık iki kişinin duyguları, düşünceleri, korkuları sürekli olarak birbirine akmaya başlar. 

Birbirine benzeyen çiftler

Çok uzun birliktelik yaşayan çiftlerin, zaman içinde birbirlerine benzerlik göstermeye başlamaları dikkatinizi çekmiştir. İşte sırf bu yüzden, kalbimizi kime açtığımız konusunda çok dikkatli olmamız gerekir. İki kişinin arasında bir aşk doğduğu andan itibaren enerji alışverişi başlar. Birbirine sevgi ve olumlu duygular hissettiren kişiler, karşılıklı olarak enerji alanlarını besler ve zenginleştirir. Böylece kök korkularımızdan biri olan başkaları tarafından onaylanma ihtiyacımız, değersizlik duygumuz yok olur ve dengeli bir insan haline geliriz. Diğer yandan enerji kancaları negatif bilinç yapılarını ve duyguları da aktarır. Bu kez bilinçaltı kayıtlarımızda var olan suçluluk, pişmanlık, utanç, yetersizlik gibi duygular tetiklenir. Böyle ilişkilerde kendimizle beraber karşımızdaki kişiyi de aşağı çekeriz. Tam tersi de olabilir ve biri tarafından negatif enerjiye maruz kalabiliriz.

Başkalarından Beslenmek Nedir?

Herkesin diğer kişilerle ilişkisi olduğu için arada pek çok kanca oluşacaktır. Eksik taraflarını dışarıdan tamamlamak üzerine kurulan bağımlı ilişkilerde kancalar her iki tarafı da yıpratır ve yorar. Çünkü insanlar içsel dengelerini başkalarından aldıkları enerjiyle değil, kendi başlarına kurabilmek zorundadırlar.

Yatay beslenme

İnsanın kendini başkasının enerjisi ile tamamlamaya yatay beslenme adı veriyoruz. Bu tarz beslenme, bizi diğerlerine bağımlı kılar. Sevgilimize, eşimize, çocuklarımıza, anne ve babalarımıza, bazı arkadaşlarımıza kendimizi bağımlı hissederiz. Artık onların sürekli bizi desteklemesini bekleriz. Bunu yapmadıkları zaman öfkeleniriz. Hatta kimi zaman onların bizi beslemeye devam etmelerini sağlayabilmek için farkında olmadan duygusal oyunlar oynarız. Özellikle kontrolcü yapıya sahip kişiliklerde, bu tarz oyunlar daha belirgin olur.

İlişkilerde Bağımlı Olmak 

Örneğin, bir kadın ve erkek birbirlerine aşık olurlar. Aşkın ilk günlerinde erkek kadını sık sık arar. Kadın bundan beslenmeye başlar. Erkeğin iltifatları, ilişkiyi rayına oturtana kadar onu el üstünde tutması, kadındaki değersizlik duygusunu azalttığı için oluşan kanca görevini yapmaya başlar. Artık kadın bu yoğun ilgiden beslenmeye başlamıştır ve eğer hayatında değer duygusunu artırabilecek başka alanlar yoksa, bir tür bağımlılık geliştirir. Daha sonra erkek ilgisini yavaşlatmaya başlar. Bu hem erkeklerin hem de ilişkinin doğasında vardır. Erkek ilgisini normal boyutlara indirirken, kadın sebepsizce acı çekmeye başlar. Sürekli ilişkinin nereye gittiğini düşünür. Endişelenir, üzülür.

Olumsuz duygu ve düşünceler başladığı andan itibaren artık kanca ters yönde işlemeye başlamış, erkek kadının enerjisinden beslenir olmuştur. Kadının enerji alanı yavaş yavaş küçülürken, erkeğinki büyümeye başlar. Hem kadın hem de erkek, bunu bilinçsizce yapar.

Birbirini besleyebilmek aslında çok güzel bir duygudur. Ama çoğunlukla insanlar arasında bunun tersi yaşanır. Birbirinin yaşam enerjisini çalan insanlar vardır. Üstelik enerji çaldıklarının farkında değillerdir. Sonuçta kendilerini iyi hissediyorlardır. Karşısındakinin ruhsal ve duygusal durumunun ne olacağına aldırış etmezler.

Enerji Vampirlerinin Kullandığı Yöntemler

Bunların en bilineni, karşısındaki kişiyi suçlu hissettirmektir. Bunun için bir insan diğerine bağırabilir, aşağılayabilir, alay edebilir ya da kendisini acındırabilir. Sonuçta karşısındaki kişi kendisini suçlu hissederse yaşam enerjisi çalınacak, kendisini güçsüz ve yeteneksiz hissedecektir.

Bir başka yöntem, karşımızdaki insana sessiz ve mesafeli durmak, duygularımızı ondan saklamaktır. Mesafeli durduğumuz zaman, karşımızdaki insan bizim ne hissettiğimizi ve düşündüğümüzü bilemez ve endişeye kapılır. Endişe ve huzursuzluk, yaşam enerjimizin karşımızdaki kişiye geçmesini sağlar.

Karşımızdaki insana aşırı sevgi vermek ve bunun karşılığını beklemek de bir çeşit enerji vampirliğidir. Kontrolcü kişiliklerin başvurduğu bu yöntem, anne çocuk ilişkilerinde ya da karı koca ilişkilerinde sıklıkla yaşanır. Sonuçta, karşımızdaki kişiye olumsuz duygular yaşatıyorsak, onun yaşam enerjisini çalıyoruz demektir.

Peki, yaşam enerjimiz çalındığı zaman ne olur?

Genelde, yaşam enerjimiz küçüldüğünde yaşamdan zevk alamayız. Günlük işlerimizi yapamaz hale geliriz, çünkü en ufak bir iş bile bize külfet gibi görünür. Sürekli bir can sıkıntısı duyarız. Yüreğimizde, sebebini bilmediğimiz bir ağırlık oluşur. Toleransımız azalır.
Bir gün önce başkalarına dağıtacak sevgimiz varken, bir anda kendimizi dibe vurmuş, sanki derin bir kuyuya düşmüş gibi hissederiz. Artık başkalarına sevgi vermek yerine, onlardan beslenmeye çalışırız. Ruhsal enerji için koruma kalkanı oluşturmak, dışarıdan gelen negatif tesirleri durdurmaya yardımcı olabilir. 

Dikey Beslenmek

İnsanların başkalarına bağımlılık geliştirmemeleri ve başkalarından enerji çalacak yöntemlere başvurmamaları için dikey beslenmeyi öğrenmeleri gereklidir. Her insanın ruhu çeşitli zenginliklerle doludur. Bu zenginlikleri yaratıcılık alanlarımızı keşfederek bulabiliriz. Örneğin, bir ressam resim yaparken kendisinden beslenir. Çünkü o sırada ruhundaki zenginlikleri ifade etme fırsatını bulmuştur. İnsanların kendilerini hiç korkusuzca, olduğu gibi ifade edebilmeleri en büyük güç kaynağıdır. Bu, herkese tarif edilemez bir mutluluk ve doyum verir. Hayatımızda hobilerin yer alması, iste bu yüzden önemlidir.

Dikey beslendiğimiz sürece ne başkalarına bağımlı yaşarız ne de yaşam enerjimizi çaldırırız. En önemlisi de hayatta verdiğimiz önemli kararlar hatalı olmaz. Doğru karar verebilmek için bağımsız ve mutlu olmak gerekir. Özgür bir zihne ve duygusal yapıya sahip olmak insanın kendi enerjisi ile beslenmesinin sonucudur.

Başkalarını kaybetme korkusu, bağımlılıklarımızın ardındaki kök korkudur. Bilinçaltımızın derinliklerinde kaybetme korkusu olduğu müddetçe sağlıklı kararlar alıp uygulayabilmemiz hemen hemen imkansız gibidir. İşte bu nedenle enerjimizi kime veya kimlere dağıttığımızı, kimlerin enerjisine tutunduğumuzu fark etmemiz gerekir.

Sevgiyle ve Işıkla,

Sevgim Çöloğlu

www.sevgimcologlu.com web sitesinde yer alan herhangi bir içerik yazılı izin olmadan kopyalanamaz, değiştirilemez ve diğer basılı ve dijital alanlarda (web sitesi, blog, dergi, kitap vb.) kullanılamaz. 

www.sevgimcologlu.com web sitesi ve yazarlarının hakları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda belirtilen hükümlerle korunmaktadır. www.sevgimcologlu.com’da yer alan bir yazı, makale, görsel vb. içeriğin başka bir mecrada yayınlanabilmesi için yazının hak sahibine telif hakkı ödenmeli veya içerik sahibinden yazılı izin almalıdır.

Bunların yanında web sitemizde bulunan yazı ve makalelere atıfta bulunabilir, içerikler makalelerde kaynak gösterilebilir, izin alarak, yazar adı ve yazının web sitemizde bulunan sayfasına bağlantı vererek alıntı yapılabilir. Yapılan alıntılarda kesinlikle değişiklik yapılamaz.

0 Comments

Leave A Comment

You must be logged in to post a comment.

Abone Ol