Neden Belirsizlikten Korkarız?

Belirsizlik korkusu ‘Şimdi’ de yaşamamıza engel olan en büyük nedenlerden biri. Neden belirsizlikten korkarız? Belirsizlik korkusu ile nasıl başa çıkılır?

Hayatınızda mutlaka iyi şeyler gerçekleşiyor. Fakat onlar için hissettiğiniz heyecan, sevinç, coşku kısa süreliğine sizi mutlu ederken, neden endişeleriniz neredeyse tüm yaşam alanınızı kaplıyor, hiç düşündünüz mü?

Belirsizlik denen kabus

Yalnız kalma, hastalanma, terk edilme, sevilmeme, işini kaybetme, sevilen birini kaybetme, başarısız olma, ihanete uğrama gibi sonsuz sebep sizin için endişe kaynağı olabilir. Ama bütün bunların ardında saklanan asıl neden sadece belirsizliktir.

Yaşam daima olması gerektiği gibi gerçekleşir. Oysa biz hiç durmadan plan yaparız. Dünyaya sıkı sıkı tutunan yanımız planlarımızın gerçekleşeceğinden emindir. Fakat zihnimiz belirsizlik yüzünden endişelerle doludur.

Kontrol etmeyi bırak ve özgürleş

İnsan olmanın zaaflarından biri, hayatın akışını kontrol altında tutabileceğini zannetmektir. Bütün çabalar; ne olacağını bilmek istemek, güvende olmak, belirsizliği alt etmek ve bir anlamda kendini garantiye almak içindir.

Peki, siz hiç hayatın akışının kontrol edilebilir olduğunu duydunuz mu? Büyük olasılıkla cevabınız ‘Hayır!’ olmalı.

Bazı şeyler kontrolün dışındadır

Eğer bir şeyleri garantilemeye çalıştıkça sizden uzaklaştıklarını fark ediyorsanız, hayatın dizginlerini elinizde tutmayı bırakma zamanınız gelmiş demektir.

Belirsizlikle savaşmak yerine bakış açınızı değiştirdiğinizde, bilinmezliğin aslında hayatın ta kendisi olduğunu görebilirsiniz. Bizler bir an, bir saat, bir hafta, bir yıl sonra ne yapacağımızı planlayabiliriz, ama ne yaşayacağımızı bilemeyiz.

Peki neden?

Çünkü hayat sürprizlerle doludur. Çok istediğimiz herhangi bir şeyin gerçekleşmemesi, yani ‘Belirsizlik’ üzerimizde endişe yaratırken, belki de gerçeğe dönüşmemesi en yüksek hayrımız içindir ve tutunmayı bırakıp daha iyi olanı görmemiz gerekiyor olabilir ya da belki henüz doğru zaman değildir.

Belirsizlik korkunuzu iyileştirmek için şöyle düşünün;

Yaşam tahmin edilemez bir oyun. Her senaryo başka bir oyunu hazırlar ve biz kendimizi spot ışıklarının üzerimize çevrildiği bir sahnede buluruz. Hayatta emin olmak diye bir kavram aslında mümkün değil. Çünkü her an her şey değişebilir, dönüşebilir, iyileşebilir, dibe vurabilir, içinden çıkılamaz bir hal alabilir.

Bizler yalnızca hedeflerimize ve arzularımıza ulaşmak için harekete geçebiliriz ve her şeyin iyi olacağına güvenerek sezgilerimizle yol alabiliriz, ama ne kendi hayatımızı ne de başka yaşamları programlayamayız.

Sonsuz olasılıklar

Hayatta sonsuz olasılıklar var. Hangisi ile ne zaman karşılaşacağımızdan emin olamayız. Zihinsel dinginlik içinde olmak, hayat yolculuğumuz sırasında önümüze çıkan durumları yönetebilmemizi sağlar.

Şu an var olduğumuz zaman aralığında ne düşündüğümüz, ne hissettiğimiz, nasıl aksiyon aldığımız, yani tam manasıyla bir bütün olarak halimiz ve tavrımız, bir sonraki adımımızı şekillendirir. Ancak bizler tek başımıza olayları şekillendiremeyiz, etrafımızdaki diğer insanların dokunuşu, enerjisi, sözleri, yaptıkları, yapmadıkları oyunun gidişatını değiştirebilir.

En güvendiğimiz insan bizi yarı yolda bırakabilir, ummadığımız biri ile yola devam edebiliriz. Yaşadığımız yerden ayrılabiliriz, gittiğimiz yerde daha mutlu olabiliriz. Tutunduğumuz iş belki de yaratıcılığımızı beslemiyordur ve ruhumuza iyi gelen bir başka iş yapabiliriz.

Peki, belirsizlik denen korku yüklü duygu durumundan nasıl çıkabiliriz?

Yaşamın akışına kendini bırakmak, hiçbir şey yapmadan öylece beklemek olarak anlaşılmamalı. Akışta kalmak, elinden gelenin en iyisini yapmak ve evrensel sisteme güvenmek anlamına gelir. Kendini kurban olarak görmeden, yani başına gelecek felaketleri düşünerek vakit kaybetmeden, hayata ve kendi içsel gücünüze güven duyarak yaşamanız gerekir.

Herhangi bir durum karşısında tedbirli olmak, belirsizlik için hissettiğiniz endişeyi çoğaltır. Tedbirli olmak elbette iyi bir vasıftır. Fakat aynı zamanda olasılıkları da hesaba katmak doğru olandır.

Öyleyse, hedefleriniz konusunda net olun ve ne istediğinizden çok ne istemediğinizi bilin.

Arzuladığınız gerçekliğe sahip olmak için kendi kontrolünüzde olan şartları yerine getirmeye çalışın.

Hedefinizden şüphe duymak, kendi kendinize blokaj koymanıza neden olur. Düşünceleriniz ve eylemleriniz daima pozitifte hareket etsin.

Yapabileceğinizin en iyisi için çaba gösterirken, hedefinize olan uzaklığınızı hesaplamayın.

Bırakın, hayat sakinliği ile aksın.

Çünkü siz endişelenmeyi bıraktığınızda, yaşamınızdan keyif almaya ve anda kalmaya odaklandığınızda, belirsizlik hissi sizi huzursuz etmeyecektir.

Hatırlamanız gereken 7 kural

1. İçinizdeki güce güvenin. Sakin, kendinden emin ve içeriden güçlü hissettiğinizde, dışarıda olanlarla ilgili belirsizliği yönetmek için daha iyi bir donanıma sahip olursunuz.

2. Kendi kişisel hedeflerinize ve isteklerinize odaklanın ve netleşin, böylece diğer etkenlerle uyumlu olarak harekete geçebilir ve yaratmak istediklerinizin enerjisinde kalabilirsiniz.

3. Duyduğunuz, öğrendiğiniz bilgilerin niteliğine dikkat edin. Kafanızı karıştıracak gereksiz bilgilerden kendinizi arındırın. Gerçekten önemli olan şeyler hakkında bilgi sahibi olun ve diğerlerinden ayrılın.

4. Dünyaya hangi enerjiyi verdiğiniz konusunda bilinçli olun. Unutmayın, biz yaratıcıyız ve düşüncelerimiz, duygularımız, inançlarımız ve eylemlerimiz ile yaratıyoruz. Kendinize sorun, hangi duygunuz daha baskın? Korku ve öfke mi, yoksa sevgi, şefkat ve güç mü?

5. Şimdiki anın gerçekten sahip olduğumuz tek şey olduğunu unutmayın. Elbette, gelecek için plan yapmak gerekli, ancak hiçbirimiz gelecekteki yolculuğumuz için ne olabileceğine dair hikayeler ve senaryolar oluşturmaktan başka bir şey yapamıyoruz. Şimdiki an için hazır olun ve yapabileceklerinize odaklanın.

6. Daima umut, inanç ve güven duyun. Her şey başarısız olduğunda, olaylara akıl gücüyle yaklaşmak, duyduğunuz güven ile mümkün olur.

7. Yaşamın tam olarak olması gerektiği gibi gelişeceğini kabul edin. Her şeyin sizin en yüksek hayrınız için gerçekleştiğine inancınız olsun. Etrafınızdakiler için bir ışık kaynağı ve umut olun.

Unutmayın ki yaşam stabil değildir, her an akış halindedir. Dış dünyada olan hiçbir şeyi kontrol edemeyeceğimizi, ancak kendi düşüncelerimizi, arzularımızı, eylemlerimizi yönlendirebileceğimizi unutmamalıyız. İçimizde olup bitenlerin sorumluluğunu almaya başladığımızda, hepimiz daha derin bir huzur, sakinlik ve mutluluk duygusu hissetmeye başlayabiliriz.

Sevgiyle ve Işıkla,

Sevgim Çöloğlu

0 Comments

Leave A Comment

You must be logged in to post a comment.

Abone Ol